
Akne (Acne Vulgaris). Vücudumuzun birkaç bölgesi hariç, avuç içleri, ayak tabanları, dudaklar vb. tamamen kıllarla kaplıdır. Kıllar; gözle görülür ya da tüy adı verdiğimiz ince oluşumlar gibi göze görünmeyecek denli ince yapıda olabilirler. Kıllar, deri dokusunda üretilen ve keratin adı verilen bir protein yapısıdır. Alttaki linkte kılların oluşumu ile ilgili süreç detaylı olarak verilmiştir. Cildimizin yapısıyla ilgili detaylı edinmek isteyenler aşağıdaki linkte yazdıklarımızı okuyabilirler.
Akne (Acne Vulgaris) nedir? Nasıl oluşur?
Kıllar, deri dokusu içinde bir folikül yani kesecik içinde bulunurlar. Vücut kılları, folikülün içinden yüzeye doğru uzayan bir kanal içinde yer alırlar. Bu folikül kanalına, yağ üreten kesecikler bağlıdır. Yağ üreten kesecikler ürettikleri yağı bu kanallar aracılığıyla vücut yüzeyine doğru salgılarlar. Bu süreçte üretilen yağ (sebum) cildimiz için son derece koruyucu, yararlı bir maddedir. Yağ keseciklerinde üretilen yağın miktarında belli dönemlerde aşırı derecede artış olur. Bu artışın en yoğun olduğu dönem, hormonal değişikliklerin en çok olduğu ergenlik çağıdır. Ergenlikte yaşanan en büyük hormonal değişiklik, anormal androjen artışıdır. Erkek ve kız çocuklarında birlikte androjen hormonlar büyük bir hızla artarlar. Bu artış sebum üretimini tetikler. Normalden çok daha fazla üretilen sebum, folikül kanalından deri üzerine çıkamadığı durumda bulunduğu noktada birikir.
Folikül kanalının herhangi bir nedene bağlı olarak tıkanması halinde, kanalda biriken sebum, ‘komedon’ adı verilen minik tıkaçları oluşturur. Folikül kanalının tıkanmasının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, deri dokusunun kendini yenilemesi durumunda ciltten dökülen epitel hücrelerinin, dış uyaranların, deride oluşan farklı lezyonların, mikro organizmaların vb. bu tıkanmada etkili olduğu düşünülmektedir.
Oluşan komedonlar iki grup halinde incelenir.
- Açık komedon: Sebumun, folikül kanalında ucu açık bir tıkaç oluşturması durumudur. Bu durumda komedonun rengi siyahtır. Sebum, okside olarak rengi koyulaşmıştır. Halk arasında buna ‘Siyah Noktalar’ denir ve yaygın kullanılan bir isimdir.
- Kapalı Komedon: Sebumun folikül kanalında ucunun kapalı olduğu durumdur. Bu durumda sebum deri altındadır ve oksidasyona maruz kalmadığı için beyaz renktedir.
Komedon tıkacında biriken sebum, floramızda bulunan ve yağ ile beslenen ‘Propionibakterium Acne’ bakterisinin iştahını kabartır ve bölgede P. Acne bakterisinin çoğalmasını sağlar. Artan ve kanaldan atılamayan sebum, tıkaçtaki P. Acne bakterisiyle birlikte bir döngüye girer. Çoğalan ve normalden fazla üreyen P. Akne bakterisine karşı bağışıklık sistemi, akyuvarlar ile cevap verir. Durumu ortadan kaldırabildiği durumda sorun çözümlenmiş olur. Sorun durumun bağışıklık sisteminin çözemediği halde gerçekleşir. Akyuvarlar bakterinin yok olması sırasında yetersiz kaldıklarında, bölgede iltihabi bir durum oluşur. Oluşan iltihabi durum ağrılı, kızarıklı, yangılı bir durumdur.
Ciltte oluşan sebum tıkacının, bağışıklık sistemi tarafından yok edilememesi durumunda akneye dönüşür. Akne önce ‘papül’ adı verilen ve kızarıklıkla birlikte seyreden deri lezyonu olarak kendini gösterir. Papül, deriden yüksek, kabartılı, kızarık, ve ağrılı bir durum oluşturur. Papülün İlerleyen döneminde birikmiş enfekte sıvı, papül yüzeyine ilerleyerek ‘püstül’e dönüşür. Püstül haline dönüşen akne, görünüm olarak püstülden daha farklılaşmıştır. Ağrılı durum ve kızarıklık haline ek olarak püstülde deri altında gözlenebilen iltihaplı sıvı görülmektedir. Püstülün ilerleyen döneminde folikül içinde biriken enfekte olmuş sıvı vücut tarafından yok edilemezse nodüllere (kist) dönüşür ve bu aşamadan sonra cilde cerrahi uygulama gerekebilir.
Her komedon akne değildir ancak her aknenin öznesinde komedon varlığı mevcuttur. Cildinizdeki oluşumları dikkatle gözleyin. Değişikliklerin hastalık boyutuna ilerlediği durumlarda hemen bir dermatoloji uzmanına görünün.
Akne (Acne Vulgaris) bağışıklık sistemi ile alakalı mıdır?
Aknenin oluşum ve tedavi süreçlerinin her aşaması bağışıklık sistemiyle alakalıdır. Bir görüşe göre, “bağışıklık sisteminde bulunan ak hücrelerin, florada bulunan P. Acne bakterisine saldırmasının akne oluşumunun nedenidir.” denmektedir. Yani, vücut bağışıklık sisteminin yanlış bir tepkimeyle P. Acne bakterisine saldırmasının,baskılanması yöntemiyle aknenin tedavi edilebileceğini ileri süren ve konuyla ilgili bilimsel çalışmalar yapan bir gurup bilim insanının varlığını biliyoruz. Konunun netlik kazanması için bilimsel verilerin derinleşmesi ve konuya ilişkin çok daha fazla çalışma yapılması, tedaviye olumlu yaklaşımların gelişmesini sağlayacaktır.
Şu aşamada, bağışıklık sisteminin baskılanmasının doğru bir tedavi olup olmadığı tartışmalarını bir tarafa bırakırsak uygulanan antibiyotik tedavisi ile P. Akne bakterisinin ortadan kaldırılması, tedavi aşamalarından bir tanesidir. Bu alanda uygulanan başka başarılı ilaç tedavileri mevcut. Topikal ajanlar, ışık tedavileri, lazer tedavileri ve son zamanlarda uyguladığımız karbon lazer uygulamasının da akne üzerinde tedavi edici etkinlikte olduğunu gözlüyoruz.
Akne (Acne Vulgaris) tedavisi için hangi ilaçlar kullanılmalı?
Asla ve de asla internet üzerinden öğrenilen, komşudan alınan, daha önceden kullanmış ve etkili olmuş birinden ilaç alıp denemeyin. Bu bilgilere kesinlikle itibar etmeyin. Burada verilen bilgilerin hiçbiri tedavi önermez. Kesinlikle sizi bir tedaviyi uygulamaya yönlendirmez. Tamamen bilgilendirme amaçlıdır. Kaldı ki, akne gibi ilerleyici ve ilerlediği durumda kozmetik sorunun da ötesine geçebilen bir hastalık durumunda uzman bir hekim kontrolü olmaksızın hiçbir tedavi yöntemini kullanmayın.
Uzman hekiminiz sizi konuyla ilgili yönlendirecektir. Mutlaka doktorunuzun önereceği ilaçları muntazam olarak kullanın. Buradan bir ilaç tavsiye etmeyeceğim. Dediğim gibi ilaç tavsiye eden sayfalardan da uzak dursunlar. Hiçbir hekim, sayfasından bir ilaç önermez.
Bahsettiğimiz gibi, antibiyotikler, topikal ajanlar, antienflamatuar ilaçlar ve lazer uygulamaları kombine bir tedavi seçeneğiyle uygulandığında başarılı olmaktadır.
Akne (Acne Vulgaris) izlerinin tedavisi
Herhangi bir ameliyat geçirdiğimizde cildimizde iz kalması maalesef kaçınılmazdır. Ancak ne kadar iz kalacağı konusunda kesin bir bilgi vermek mümkün değildir. İz kalması kişinin cilt yapısına, ameliyat yapılacak bölgenin anatomik yapısına, o bölgedeki cildin rengine, kalınlığına, kanlanmasına , kişinin sigara içip içmemesine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.
Ameliyat sonrası o bölgede kabarıklık ve kaşıntı varsa, ameliyat sonrası 6-12 ay geçmesine rağmen şikayetlerde azalma yoksa bu bölgede keloid tarzı iz gelişme olasılığı mevcuttur. Ameliyat sonrası yara bakımı iyi yapılmalıdır. Hastanın beslenmesine özen göstermesi, yeterli istirahat etmesi, yarayı mekanik ve kimyasal travmalardan uzak tutması gerekir. Sigara içmemek de yara iyileşmesi açısından önemlidir.
Her şeye rağmen eğer operasyon bölgesinde iz kalmışsa, bu bölgedeki izlerin hafifletilmesi amacıyla lazer, dermabrazyon, kimyasal peeling gibi tedavi yöntemleri uygulanabilir.
Karbon peeling aknede etkili mi?
Akne, tıp biliminin son derece ilgisini çeken bir konu, zira ergenlik dönemindeki gençlerin yüzde sekseninden fazlasında bu sorun mevcut. Sadece gençlerde değil, hormonal değişikliğin olduğu her dönemde akne sorunuyla karşılaşılmakta. Örneğin;
- Gebelikte
- Doğum kontrol ilaçlarının kullanımında
- Hormon tedavisi görenlerde
- Aşırı stres altında olanlarda vb. durumlarda aknenin geliştiğini gözlemliyoruz.
Karbon peeling-lazer yöntemiyle aknede son derece başarılı sonuçlar alıyoruz. Karbonun, lazerle kullanımıyla, cilt gözeneklerini açıcı etkisi, aknenin oluştuğu durumu ortadan kaldırdığı için sonuçlar mükemmele yakın oluyor. Zira Karbon molekülleri gözenekler tarafından emiliyor, lazerle birlikte minik patlamalar gerçekleştirilip, ciltte çok hafif bir peeling de yapılmış oluyor.
Yediklerimiz akneye sebep olur mu?
Yediklerimiz, akneye neden olmaz. Fazla yağlı yersek, derimizin altındaki yağ dokumuz büyür. Yağ dokusunun büyümesi ile yağ keseciklerinin fazla çalışması, ya da kıl folikülünün tıkanıp akneye dönüşmesi arasında bilimsel bir bağlantı yoktur. Bilimsel olarak diyetin akne oluşumunda doğrudan etkili olduğunu söylemek doğru değildir. Yenilen çikolata, fındık vb. gıdaların akne üzerinde etkisi yoktur diyoruz lakin psikolojik durumu göz ardı etmemek gerek. Kişi bir şeyi yediğinde sivilce oluştuğuna inanıyorsa öyle olabilir ve ondan uzak durması gerekir. Bu durumun kişinin beslenmesinden ziyade psikolojisiyle alakalı olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Akne (Acne Vulgaris) tedavisi sırasında diyet yapılmalı mıdır?
Akne tedavisinden ziyade, yaşam formunun normale dönmesi ve sağlıklı bir yaşam için sağlıklı beslenme mutlaka şarttır. Diyet ve beslenme ile ilgili olarak da mutlaka bilgili uzmanlardan yardım alınmalı, kulaktan dolma diyetlere, sağlıksız programlara ve sırf zayıflamak için aç kalma diyetlerine başvurulmamalıdır. Bu tarz diyetler stres hali oluşturur. Stres hali altındaki bireylerin hormonal dengesi bozulur ve bu durum çok daha metabolik sorunlarla birlikte Akneye de sebep olur.
Cildi sık yıkamak ya da yıkamamak akne üzerinde nasıl etkilidir?
Öncelikle her hangi bir şeyi normalden fazla yapmak mutlaka vücuda zararlı bir sonuçla geri döner. Hiçbir şeyi sık sık yapmamalısınız. Eğer uzmanınız size öyle önermediyse lütfen bunu kendi başınıza yapmayınız.
Söz konusu cilt ve akne olunca internet ortamında -herkes uzman olduğu için- konuya gerçek bir uzman bakışı çok cılız ve sessiz kalmaktadır.
Cildinizi sık sık yıkamanız akneye iyi gelmez. Ya da yüzünüzü sık sık yıkamadığınız için akne oluşmaz. Aknenin temizlikle doğrudan bir ilişkisi de yoktur. Bazen kullandığınız temizlik maddeleri de, akne oluşumu için zemin hazırlayabilirler.
Skar, sivilce, akne tedavisi
Akne skarının tedavisinde skarın çeşidi önemlidir . Eğer ice pick tarzında atrofik skar varsa diğer tedavilere ek olarak subsizyon ve punch eksizyonla müdahale gerekebilir. Aynı kişide farklı tedavi metotları da uygulanabilir.
Tedavi yöntemleri şunlardır:
- Kimyasal soyma,
- Mekanik soyma,
- Fraksiyonel lazer,
- Deri altı bantlarının iğne yada kanüllerle serbesleştirilmesi,
- Dolgu maddesi enjeksiyonu,
- Punch aleti ile eksize etme ,
- TCA’nın lokal olarak o bölgeye uygulanması,
- Dermapen ve dermaroller ile yapılan uygulamalar
Hipertrofik akne skarlarında neler uygulanabilir?
Lezyonlu sivilce bölgesie silikon uygulanması ve basınç tedavileri, intralezyonel yani skar içine kortizon, bleomisin gibi madde enjeksiyonları, krioterapi gibi yöntemler uygulanabilir.
Kırmızı ya da kahverengi leke tarzında izlerin tedavisi
Cildi soyacak AHA, kojik asit, azeleik asit, retinoik asit içeren krem ve peelingler kullanılabilir.
- Akneniz varsa mutlaka bir uzmana gidin.
- Önerilerini uygulayın.
- Cildinizi uygun temizleyicilerle arındırın.
- Yağlı temizleyiciler kullanmayın.
- Cildinizi kendi başınıza kurutmaya kalkmayın. Cilt kurutucuları kullanmayın.
- İnternetten her bulduğunuz akne kremini yüzünüze sürmeyin.
- Ağır makyaj yapmayın.
- Stresten uzak durun.
Yağlı ciltler akneye daha mı yatkın?
Sebum, yani yağ, cildi besleyen ve sağlıklı kalmasını sağlayan bir maddedir. Sorun cildinizin yağlı olmasında değil. Sorun, hormonal dengesizlik neticesinde, kıl foliküllerinden yağın atılamaması durumunda ortaya çıkar. Cildiniz normalde yağlıysa ve vücudunuzdan bu yağ düzenli olarak atılıyorsa, patolojik bir sorun oluşmuyorsa, yağlı cildinizde akne olacak diye bir kural yoktur. Aknenin etiyolojisi vücut yağından bağımsızdır.
Sivilceler sıkılır mı?
Öncelikle akne ile sivilce birbirinden farklı iki durumu ifade eder. Akne, sistemik bir hastalık durumudur. Sivilce, hastalık durumu dışında tekil olarak görülen deri lezyonlarıdır. Buna rağmen, kesinlikle sıkılmamalı, cilt uygun temizleyiciler ile arındırmalıdır. Sivilce hali genellikle kendiliğinden geçen bir durumdur. Dışarıdan bir müdahale olmaksızın vücut bağışıklık sistemi bu durumu akneye dönüşmeden çözümler.
Deride oluşabilecek tüm lezyonlarda asla kişisel ve bilgisiz müdahale yapılmamalıdır. Lezyonun kendiliğinden geçmediği durumda hastalığa dönüşebileceği ihtimali oluştuğunda mutlaka bir uzman hekime danışılmalıdır.
Bu tür lezyonlarda başvuru kaynağı dermatolog doktorlardır.
Özetle:
- Sivilce ile akne aynı şeyler değildir, akne; ağrılı, iltihaplı, sistemik bir rahatsızlık durumudur.
- Akne kendiliğinden iyileşmez. Uzman doktora görünmelidir.
- Akne tedavisinde uzman hekimler, sadece dermatologlardır.
- Aknelere dışarıdan bir uzman denetimi olmadan müdahale etmeyin, ettirmeyin.
- Yüzünüzdeki komedonları, (siyah noktaları ve beyaz noktaları) sıkmayın. Gözlemleyin. İlerlemesi halinde doktorunuzun tavsiyesi dışında hiçbir şey yapmayın.
- İnternette bulduğunuz her bilgi doğru olmayabilir. Öncelikle bir uzman görüşü olup olmadığına bakın.
- Komşu, arkadaş tavsiyesi ile yüzünüze bir ilaç vs. sürmeyin.
- Yüzünüzü kurutacak ilaçların cildinizdeki aknelere yararlı olduğu bilgisini unutun.
- Yüzünüzü sık ve sabunla yıkamak aknelerinizi tedavi etmez.
- Yüzünüze gereğinden fazla nemlendirici sürmek iyi değildir.
Sistemik antibiyotikler, topikal pomadlar, serumlar ve son teknoloji ürünü ışık ve lazer tedavileriyle akne, tedavi edilebilen bir hastalıktır. Eğer akne tedavi edilmezse cildinizde mutlaka iz bırakır. Akne izleri, akneden daha zor tedavi edilir.