Yanık, vücudun herhangi bir bölgesinin ısı, kimyasal maddeler, elektrik akımı ve radyasyon gibi ajanlara maruz kalarak zarar görmesi durumunda yanık meydana gelir. Yanıklar dokunun etkilenme derinliğine göre dört dereceye ayrılır. Bu hem ortak dil kullanmada hem de tedaviyi belirlemede önemlidir.
Birinci Derece
Birinci derece yanıkta derinin üst tabakası olan epidermiste hasar vardır. Ağrı hissi ve eritem dediğimiz kızarıklık mevcuttur. Ödem de gelişir. Ödemin artmasına bağlı ağrı hissi artar. Yanıktan 12-24 saat sonra ağrı hissi azalır. Epidermis tabakası soyularak epidermisin en alt tabakasını oluşturan bazal hücrelerin çoğalması ile alttan yeni deri oluşur. Bu tarz yanıklarda iz kalmaz genellikle bir hafta içinde iyileşir. Yanıklı bölgenin soğuk su ile soğutulması ödemi azalttığı için hastayı rahatlatır. Birinci derece yanıklar cerrahi bir problem taşımaz ve “vücut yüzde hesabı”na sokulmazlar. Güneş yanıkları buna verilebilecek en güzel örnektir. Birinci derece yanıklar genellikle yüzeysel olduğu için ve enfeksiyon gelişme riski olmadığından kolay tedavi edilir. Kendiliğinden iyileşebilir. Herhangi bir antibakteriyel krem kullanılması gereksizdir. Sadece derinin gerilmesi nedeniyle oluşabilecek ağrı ve yangı hissini ortadan kaldırmak için nemlendirici krem ve merhemler yeterlidir. Hastanın ağızdan bol sıvı alması sağlanmalıdır. Şayet yanık alanı çok genişse ağrı ve hidrasyon takibi için hasta yatırılarak tedavi edilebilir.
İkinci Derece
İkinci derece yanıkta epidermis tamamen bozulmuştur ve dermiste yüzeysel hasar mevcuttur. Deride kızarıklık, içi su dolu kesecikler yani bül vardır. Dermisteki sinir uçları etkilendiğinden ağrı hissi vardır. Büllerin patlamasıyla plazma sızıntısı geliştiğinden deri ıslak görünümlüdür. Cerrahi eldivenle tutulduğunda deri altta kolayca kayar. Bu yanıklarda derinin kurumaması gerekir. Deride kuruluk olunca ağrı hissi artar. Derinin kurumaması için ıslak pansuman yapılmalıdır. İkinci derece yanık da kendi arasında yüzeyel ve derin ikinci derece yanık olmak üzere ikiye ayrılır. Yüzeyelde dermişin üst tabakaları hasarlanmıştır. Kendiliğinden 10-14 gün içinde iyileşir. Derin ikinci derece yanıkta retiküler dermişe kadar inmiştir. İyileşme daha yavaş olur. Kendiliğinden iyileşmesi 30-35 günü bulabilir. Nedbe bırakabilir, kozmetik olarak kötü görünüşü olabilir.
Üçüncü Derece
Üçüncü derece yanıkta derinin tüm tabakaları etkilenmiştir. Epidermis ve dermisin tamamı canlılığını yitirmiştir. Deride eritem, bül olmaz; kurudur, kahverengidir ve buruşuktur. Sinir uçları da tamamen yandığı için ağrı hissi yoktur. Doku çok serttir. Ağrısız, siyah, beyaz veya koyu kırmızı renkte sert bir skar oluşur. Üçüncü derece yanık sıcak sıvılarla oluşmuşsa yanık alanı beyaz renkte, eğer alev sonucu oluşmuşsa is ve kurumdan dolayı siyah renktedir. Bu tip yanıklarda erken skar eksizyonu ve greftleme yapılır. Eğer bunlar yapılmazsa eskar dokusu spontane olarak ayrışır ve yerinde granulasyon dokusu ile kaplı deri defekti bırakır. Üçüncü derece yanıklar kendiliğinden iyileşmez.
Dördüncü Derece
Deri tamamen yandığı gibi deri altı, kas ve hatta kemik de yanmıştır. Kömürleşmiş bir yapı gözlenir. Derin organ hasarı vardır. Uzun süreli alev yanıkları, elektrik yanıkları, kimyasal madde yanıkları, erimiş metal yanıkları bu tür hasar yapabilir. Üçüncü derece yanık tedavisinde üçüncü derecede olduğu gibi skar dokusunun eksizyonu önemlidir. Hastanın vital fonksiyonları stabil hale getirilmelidir.
Isı Yanıkları
Sıcak sıvılarla haşlanma ve alev yanıkları bu gruptadır. Ülkemizde sıklıkla kaynar su yanıkları görülür. Özellikle çay içme kültürünün çok olduğu bölgelerde kaynamış çay suyuna bağlı olarak, sıklıkla da 1-3 yaşlardaki çocuklarda gözlenmektedir. Sıcak süt, sıcak yemek, kızgın yağ ile yaralanmalar da bu gruptadır. Ev veya işyerinde meydan gelen yangınlar da alev yanıklarıdır. Bu yanıklarda solunum sisteminde ciddi hasarlar meydana gelebilir.
Elektrik Yanıkları
Evlerde medyana gelen, genellikle düşük voltajla oluşan yanıklarda yaralanma hafiftir. Çoğunlukla hayati tehlike taşımaz ancak işyerlerinde yüksek voltajlı yanıklar ölümcül sonuçlar doğurabilir.
Kimyasal Yanıklar
Genellikle iş yerlerinde karşılaşılan bu tarz yanıklara asit, baz, fosfor, sönmüş kireç gibi birçok ajan neden olabilir.
Radyasyon Yanıkları
Genellikle nükleer santral kazaları, iş kazası ya da kanser hastalarının tedavisi esnasında kısa sürede ve yüksek doz radyasyona maruz kalma sonucunda gelişen radyasyon yanıklarında herhangi bir ısı maruziyeti olmadığı için yanık hissi duyulmaz. Maruziyetin hemen sonrasında hasarın derinliği hakkında fikir yürütmek zordur. Ancak daha sonra gelişen eritem dediğimiz kızarıklıklar ileride deride daha fazla hasar olabileceğinin göstergesidir. Ödem oluşturan şiddetli kızarıklıklarda kortizonlu kremler tercih edilebilir. Ayrıca bu bölgede antiseptik solüsyonlarla pansuman yapılması ve antibiyotikli kremler kullanılması gerekebilir. Deride ülserasyonlar geliştiyse enfeksiyon gelişimine karşı sistemik antibiyotiklerde verilebilir. Nekroz geliştiyse dokunun eksizyonu yapılmalıdır.
Yanık Hastaların Hayatını Tehdit Eder mi?
Yanığın hayati tehlike yaratmasının en önemli nedeni açık yara enfeksiyonudur. Enfeksiyona duyarlılıkta etmen yanık yüzdesi ve derecesidir. İmmun sistemdeki disfonksiyon doku kanlanmasında azalmayla birlikte sepsis ve multiorgan yetmezliğine zemin hazırlar. Ayrıca deri bütünlüğünün bozulması ile vücutta kaybedilen sıvı ve elektrolit kayıpları da hayatı ciddi düzeyde tehdit eder.
Tedavi
Öncelikle yanığın kaynağı ne ise hasta ondan hızla uzaklaştırılmalıdır. Hastanın hayati fonksiyonlarının kontrol altında olduğundan emin olunmalıdır. Solunum yolunun açık olup olmadığı hızla kontrol edilmelidir. Eğer karbonmonoksit ve duman zehirlenmesi varsa hızlıca oksijen desteği sağlanmalıdır. Yanık yarasının hızlıca yıkanması, soğutulması, eskar dokusu geliştiyse eskarotomi yapılması önemlidir.
Yanık şayet kimyasal bir ajandan dolayı geliştiyse uzun süre su altında tutularak ajanın daha fazla dokuya harabiyet vermesi engellenir. Kaynar su yanıklarında da yine suya tutularak dokunun soğutulması gerekir ve hızlıca kıyafetler çıkarılmalıdır. Yanık sonrası ilk 30 dakikada yapılan soğutma işlemi sayesinde lökositlerin bu bölgeye yapışması azalarak yaranın kanlanması artabilir. Bu sayede termal hasrada gelişen dermal iskeminin de önüne geçilmiş olunur. Ancak yanık bölgenin kapatılması gerekmektedir. Ayrıca alev yanıklarında hastanın koşması engellenmelidir. Bu şekilde alevin daha fazla artmasına sebep olunacağından mümkünse hastanın hava ile teması kesilmelidir. Örneğin alev alıp yanan kimsenin battaniyeye sarılması gibi.
Hastada eğer elektriğe bağlı yanık geliştiyse öncelikle elektrik akımı kesilmeli ve yanan kişi elektrik kaynağından uzaklaştırılmalıdır.
Hasta eğer herhangi bir kimyasal madde ile yanmışsa, kuru kimyasal ise fırçalanarak değilse ağrı azalana kadar su tutularak maddeyi ciltten uzaklaştırmak gerekir.
Yanık izi tedavisi
Yanık yarasında iz kalır mı?
Birinci derece ve ikinci derece yüzeyel yanıklarda şayet iyileşme döneminde enfeksiyon gibi herhangi bir komplikasyon gelişmediyse iz kalmaz. Ancak diğer yanıklarda iz kalır. Özellikle avuç içi, parmaklar, boyun ve diz gibi bölgelerde ciddi kontraktürler gelişebilir. Bunlar eğer tedavi edilmezse iskelet anomalileri gelişebilir.
Yanık yarası ileride komplikasyona neden olur mu?
Derin yanıklardan sonra gelişen nedbe dokusunda eğer tedavi edilmezse yıllar sonra marjolin ülseri adı verilen kanserler gelişebilir. Lenf ya da kan yoluyla tüm vücuda yayılabileceğinden mutlaka yanıklı hastaların ileriki yıllarda takip edilmesi gerekir.
Yanık bölgesine diş macunu sürülür mü?
Yanık sonrası yanıklı bölgelere diş macunu ve salça gibi maddeler sürülmemelidir. Bunlar hastaya fayda yerine daha da zarar verebilir.